Kapadokya

Kapadokya, Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına geliyor. Bölge olarak Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerini kaplıyor. Kapadokya bölgesindeki peribacaları, Erciyes, Hasandağı ve Melendiz Dağları’nın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu tüflerin yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla oluşmuş. Zamanla insanlar da peribacalarının içini oyup ev, kilise yapınca doğayla tarih iç içe geçmiş Kapadokya’da.

01.09.2011

Niğde’ye 1-2 saatlik mesafede olduğu için çocukluğumdan beri hayalimdi Kapadokya’yı görmek. Ramazan Bayramı’nda Niğde’de olunca fırsat bilip günübirlik gitmeye karar verdik.

Niğde-Nevşehir yolu üzerinde bulunan Derinkuyu Yeraltı Şehri ile başladık turumuza. Yeraltı şehrinin hemen yakınında Aziz Theodoros Trion Kilisesi bulunuyor.

Aziz Theodoros Trion Kilisesi
Aziz Theodoros Trion Kilisesi

Derinkuyu Yeraltı Şehri, Kapadokya’nın en büyük yeraltı şehri. Kışın 08:00-17:00, yazın 08:00-19:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müzekart geçiyor. Buradan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. 6 Aralık 1985 tarihinde Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış. Şu yazı da girişteki tabeladan:

Kapadokya’nın en ilginç kültürel zenginliklerinden biri olan yeraltı şehirleri, yumuşak tüfün oyulmasıyla oluşturulmuştur. Bu şehirlerin yapılış amacı daha çok tehlike anında halkın geçici olarak sığınmasını sağlamaktır. Yeraltı şehirleri aynı zamanda yörede bulunan hemen hemen her evle gizli geçitlerle bağlantılıdır.

Bu yeraltı yerleşim yerlerinde uzun süren olağanüstü zamanlarda kullanılmak üzere oturma birimleri, ahır, erzak depoları, kiliseler, şırahaneler, öğütme taşları bulunmaktadır. Ayrıca yeraltı yerleşimi içinde havalandırma delikleri, katlar arasında haberleşmeyi sağlayacak sistem ve savunma amaçlı sürgü taşları vardır.

Bir yeraltı şehrinde bulunan tüm özelliklere sahip Derinkuyu Yeraltı Şehri 8 katlıdır.

1965 yılında ziyarete açılan Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin halen bir bölümü gezilebilmektedir.

Derinkuyu Yeraltı Şehri
Derinkuyu Yeraltı Şehri

Yeraltı şehrinin girişinde kalp, yüksek tansiyon ve astım hastaları için riskli olduğu belirtiliyor. Fotoğraf makinemin pili bittiği için fazla fotoğraf çekemedim ama burayı gezmek oldukça heyecan verici. Kimi yerlerde geçitler o kadar dar ki aynı anda ancak bir kişi geçebiliyor. Eski zamanlarda bu kadar büyük bir yerin yapılmış olması gerçekten etkileyici.

Çıkışta birçok hediyelik eşya satıcısı var. Kapadokya’nın ünlü bez bebeklerinden de bulabilirsiniz. Burada gözlemelerimizi yeyip çayımızı içtikten sonra Uçhisar Kalesi‘ne doğru yola çıktık.

Hediyelik eşyalar
Hediyelik eşyalar

Şu yazı da Uçhisar Kalesi girişindeki tabeladan:

Nevşehir-Göreme yolu üzerinde, Nevşehir’e 7 km. uzaklıktadır. Bölgenin en yüksek noktasında yer alan Uçhisar, yerleşim biçimi açısından Ortahisar’a benzemektedir. Daha çok kale ve eteklerinde yaşayan halk, nüfus artışı ve erozyon nedeniyle bu kesimi terk etmek zorunda kalmıştır.

Uçhisar Kalesi’nin zirvesi aynı zamanda bölgenin panoramik seyir noktasıdır. Zirve’de Bizans Dönemi’ne ait basit kaya oyma mezarlar bulunmaktadır. Ürgüp, Ortahisar ve Uçhisar gibi kalesi olan yerleşimlerde savunma amacıyla çevreye uzanan uzun tünellerden bahsedilmektedir. Fakat bu tüneller yer yer çöktüklerinden bugün esrarını hala korumaktadır.

Uçhisar’ın doğu, batı ve kuzeyinde yer alan peribacaları Roma Dönemi’nde mezar olarak oyulmuştur. Aynı zamanda bu peribacalarına ve yamaçlara çok sayıda güvercinlik yapılmıştır. Erozyon nedeniyle vadi kenarında oluşan kıvrımlar en geniş şekilde Uçhisar vadilerinde görülmektedir.

Uçhisar Kalesi giriş ücreti 3 TL’ydi ve Müzekart geçmiyordu. Biletlerimizi alıp kaleye çıktık. Kalenin girişinde kuru meyveler satılıyor.

Uçhisar Kalesi
Uçhisar Kalesi
Uçhisar Kalesi
Uçhisar Kalesi
Uçhisar Kalesi'nden
Uçhisar Kalesi’nden
Uçhisar Kalesi'nden
Uçhisar Kalesi’nden
Kapadokya
Kapadokya

Uçhisar Kalesi’nden Kapadokya’nın muhteşem manzarasını seyrettikten sonra Göreme’ye devam ettik. Göreme Panorama‘da durup biraz da  burada seyrettik manzarayı. Burada hediyelik eşyaların satıldığı büyükçe bir dükkan vardı. Dışarısı da nazar ağacı ve dilek ağacı ile süslenmiş.

Göreme-Nazar ağacı
Göreme-Nazar ağacı
Göreme
Göreme
Göreme
Göreme
Göreme
Göreme

Göreme’den sonra Çavuşin ve Paşabağ’dan geçip Zelve Ören Yeri‘ne ulaştık. Paşabağ’daki peribacaları da en büyüklerinden ve güzellerindendi.

Kapadokya
Kapadokya
Kapadokya
Kapadokya
Kapadokya
Kapadokya
Paşabağ
Paşabağ

Şu yazı da Zelve Ören Yeri girişindeki tabeladan:

Üç vadiden oluşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. 9. ve 13. yüzyıllarda Hristiyanların önemli bir yerleşim ve dini merkezlerinden olmuş; aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerler bu yörede verilmiştir.

Yamaçların dibinde yer alan “Direkli Kilise” Zelve’deki manastır hayatının ilk yıllarına aittir. Kilise süslemeleri daha çok kabartma haçlar olup ikonoklastik düşünce ile yakından ilgilidir. İkonoklastik dönem öncesine tarihlenen balıklı, üzümlü ve geyikli kiliseler vadinin en önemli kiliseleridir.

1952 yılına kadar iskan edilmiş vadide manastır ve kiliselerden başka yerleşim yerleri iki vadiye açılan tünel, değirmen, cami ve güvercinlikler bulunmaktadır.

Burası kışın 08:00-17:00, yazın 08:00-19:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor ve  müzekart geçiyor. Zelve o kadar geniş bir alana yayılmış ki her yerini gezebilmek için bir kaç saat ayırmak gerekir sanırım. Bir de burayı gezmek için rahat kıyafetler ve rahat bir ayakkabı giymenizi tavsiye ederim. Hem peribacaları hem de insanların peribacalarını oyarak oluşturdukları yerler görülmeye değer.

Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri

Ön kısımdaki peribacalarına gölge vurup arka taraftakiler güneşte kalınca da güzel bir manzara oluşmuştu 🙂

Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri
Zelve Ören Yeri

Zelve Ören Yeri’ni yaklaşık 1 saat gezdikten sonra Ürgüp’e doğru yol aldık. Ürgüp Yolu üzerinde peribacalarının çeşitli şekillere benzetildiği için Hayal Vadisi olarak adlandırılan Dervent Vadisi’ne vardık. Deve şekline benzetilen bir peribacasından dolayı buraya Develi Vadi de deniliyor.

Develi Vadi
Develi Vadi
Develi Vadi
Develi Vadi
Develi Vadi
Develi Vadi

Ürgüp’te peripacası şeklinde yapılmış bir saat kulesi bulunuyor. Üç Güzeller peribacaları ve Asmalı Konak da Ürgüp’te görülmesi gerekenler listesinde olsa da artık hava kararmaya başladığı için bir dahaki sefere kaldı.

Ürgüp Saat Kulesi
Ürgüp Saat Kulesi
Ürgüp
Ürgüp

Ürgüp’te de biraz gezdikten sonra Avanos‘a gittik. Avanos, Hititlerden günümüze kadar ulaşan çanak çömlek işçiliğiyle ünlü. Aşık Seyrani’nin “Kör de bilir Avanos’un yolunu, testi bardak kırığından bellidir” sözü Avanos’taki testi heykelinin alt kısmında yerini almış. Kızılırmak da Avanos’a ayrı bir hava katıyor, sadece yayaların kullanabileceği ahşaptan yapılmış bir köprü var üzerinde, çıkınca her an yıkılacakmış gibi sallanıp duruyor. Avanos’ta da bir tur attıktan sonra Kapadokya turumuzu tamamlayıp Niğde’ye geri döndük.

Avanos
Avanos

Bu kez turumuz çok kısa oldu ama bir dahaki sefere balon turu da yapıp peribacalarını kuşbakışı seyredebiliriz inşallah 🙂

2 thoughts on “Kapadokya”

    1. Merhaba,
      Dilerseniz bu linkteki yazıyı ve fotoğrafları ismimi ya da sitenin ismini belirterek kullanabilirsiniz. Site ile ilgili herhangi bir satış veya reklam ile ilgilenmiyorum şimdilik.
      Teşekkürler,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *