17.05.2009
Şirkette günübirlik Durusu Gölü’nde kano turu düzenlenince biz de katılmaya karar verdik.
Pazar günü Taksim’den tur otobüslerine binip Durusu Gölü’ne ulaştık. Önce ağaçlar, yeşillikler arasında kahvaltımızı yaptık. Ardından can yeleklerimizi giyip malzemeleri aldık. Rehberlerimiz kano turu ile ilgili bilgi verdikten sonra göl kıyısına vardık. Kanolarda ayağa kalkmaya çalışmamak ve nilüferlerin fotoğraflarını çekeyim derken kanonun dengesini bozmamak, üstüne basa basa tekrar edilen uyarılardı. Kanonun devrilip her şeyimizin ıslanma ihtimaline karşı cep telefonlarımızı ve diğer eşyalarımızı bıraktık, ama ben fotoğraf çekmek için küçük makinamı yanıma almayı göze aldım tabii ki 🙂 Kanolara 2 ya da 3 kişilik gruplar halinde bindik. Grupta yüzme bilmeyen 2 kişiden biri bir rehberin bulunduğu en başta giden kanoya, diğeri (yani ben 🙂 ) de öteki rehberin bulunduğu en sondaki kanoya binmiş oldu. Aradaki kanolar en baştaki kanoyu takip ederek ilerledi, biz de en sondaki kanodan öndeki kanolarda herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol ederek devam ettik. Kano ile nilüferler ve sazlıklar arasında gezmek müthiş bir deneyimdi benim için. Şapkalarımız başımızı güneşten korudu ama kısa kollu kıyafetler giydiğimiz için kollarımız o kadar şanslı değildi, kollarımıza da güneş kremi sürseydik keşke.
Kano ile 4 saat kadar süren gezimiz bittikten sonra öğle yemeği için geri döndük.
Öğle yemeğinde çipura ızgara, salata ve içecekler vardı. Ağaçlar ve yeşillikler arasında dinlenip, ikindi çayını da içtikten sonra dönüş için yola çıktık.
