Türk ve İslam Eserleri Müzesi

24.05.2009

Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Sultan Ahmet Camii’nin hemen karşısında yer alıyor. Her gün açık ve müzekart geçiyor. Güncel bilgiler için sitesini ziyaret edebilirsiniz. Müzede Yazı ve Yazma Eserler Bölümü, Halı ve Kilim Bölümü, Maden,Cam ve Seramik  Bölümü, Ahşap Eserler Bölümü, Etnoğrafya Bölümü, Sikke ve Mühürler Bölümü ve Taş Eserler olmak üzere yedi bölüm bulunuyor.

TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ

Türk ve İslam sanatı eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesidir. 19. yüzyılın sonunda başlayan kuruluş çalışmaları, 1913 yılında tamamlanmış ve Müze, Mimar Sinan’ın en önemli yapılarından biri olan Süleymeniye Camii külliyesi içinde yer alan İmaret binasında 1914’de “Evkaf-ı İslamiye Müzesi” (İslam Vakıfları Müzesi) adı ile ziyarete açılmıştır, Cumhuriyet’in ilanından sonra ise “Türk ve İslam Eserleri Müzesi” adını almıştır.

Müze Süleymaniye İmaret binasından 1983 yılında, bugün içinde bulunduğu İbrahim Paşa Sarayı’na taşınmıştır. 16. yüzyıl Osmanlı sivil mimari örneklerinin en önemlilerinden olan İbrahim Paşa Sarayı, Roma dönemine uzanan tarihi Hipodrom’un kademeleri üzerinde yükselir ve kesin yapılış tarihi ve nedeni bilinmeyen bu bina, 1520’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından kendisine 13 yıl sadrazamlık yapacak olan İbrahim Paşa’ya hediye edilmiştir.

Tarihlerin Topkapı Sarayı’ndan daha büyük ve görkemli olduğunu yazdığı İbrahim Paşa Sarayı, pek çok düğün, şenlik ve kutlamanın yanısıra karışık döenemler ve isyanlara da sahne olmuş, İbrahim Paşa’nın 1536’da öldürülmesinden sonra da aynı adla anılmış, başka sadrazamlarca da kullanılmış, Kışla, Elçilik Sarayı, Defterhane, Mehterhane, Dikimevi ve Cezaevi gibi işlevler yüklenmiştir.

Dört büyük iç avlu çerçevesinde yer alan Saray, çoğu ahşap olan Osmanlı sivil yapılarının aksine, taştan yapılmış olması nedeniyle, yüzyılımıza tümüyle ulaşabilimiştir ve 1966-1983 yılları arasında onarılarak, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin yeni binası olarak bir anlamda yeniden doğmuştur. Bugün müze olarak kullanılan bölüm, Sarayın tüm Osmanlı minyatürlerinde ve Batılı sanatçıların gravür ve tablolarında karşımıza çıkan büyük merasim salonu ve onu çevreleyen bölüm ile 2. avlusudur.

Konusunda dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Türk ve İslam Eserleri Müzesi, kırkbin eseri aşan koleksiyonu ile, İslam sanatının hemen her döneminden ve her türünden seçkin eserlere sahiptir. Halı sanatının dünyadaki en zengin koleksiyonunu oluşturan halı bölümü ayrı bir önem taşımış ve müzenin uzun yıllar bir “Halı Müzesi” olarak ünlenmesine neden olmuştur. Müze, 7. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan çok zengin bir el yazması, cilt, minyatürlü yazma, Selçuklu, Memluk, Timurlu, İran, Osmanlı dönemlerini kapsayan maden, cam, seramik, ahşap, taş eser koleksiyonlarına sahiptir. Müzenin en genç bölümü olan etnoğrafya koleksiyonunda ise, halı-kilim tezgahları, dokumalar, yün boyama teknikleri, halk yaşamı sanatından kesintiler kendilerinde özgü mekanlar içinde sunulmaktadır.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi, 1984 yılında Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Yarışması Jüri Özel Ödülü’nü, 1985 yılında da Avrupa Konseyi Unesco tarafından çocuklara kültür mirasını sevdirme konusundaki çalışmalarından ötürü verilen ödülü almıştır.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi minyatürü
Türk ve İslam Eserleri Müzesi minyatürü
Taş eserler
Taş eserler
İki Dansöz Figürü
İki Dansöz Figürü

EL-CEZERİ VE ÜNLÜ ESERİ “OTOMATA”

1174-75 yılında Artuklu Sultanı Nureddin Muhammad bin Kara-Arslan’ın (1167-1186) hizmetine giren ünlü mühendis ve sanatçı Ebû’l İzz İsmâîl bin er-Rezzâz el-Cezerî, adından da anlaşıldığı üzere Cizre doğumludur. El-Cezeri saray mühendisi olduktan sonra Hasankeyf’e, 1183’de ise Artuklu sarayının taşındığı Diyarbakır’a (Amid) gelmiştir.

1206’da yazılmış olan ve kısaca “Otomata” olarak bilinen “Kitâb fî Ma’rifat al-Hiyal al Handasiya” (Mekanik aletler kitabı) adlı eserinde su saatleri, otomatik kaplar, insan ve hayvan şeklinde makineler, fıskiyeler, müzikli makineler, tulumbalar, şifreli kilitler gibi teknik buluşların çizimleri ve tarifleri yer almaktadır. El-Cezeri eserde ayrıca Diyarbakır’daki Artuklu sarayının kapı ve tokmaklarının da çizimlerine yer vermiştir. Bu çizimin saray için mi yapıldığı, yoksa mevcut olan yapıda Hükümdar Muhammad bin Kara-Arslan için yeniden mi düzenlendiği bilinmemektedir. Ancak, çizimlerden 450cm x 300cm boyutunda oldukları anlaşılan kapılarda, Muhammad bin Kara-Arslan’a ait bir kitabenin yer alması, Hükümdarın 1185’deki ölümünden önce yapıldıklarını göstermektedir.

Bronzun değişik maden kakmalarla bezenmesiyle oluşturulan kapı, ustası el-Zezeri tarafından da bir şaheser olarak övülmektedir. Birbirine bakan, kenetlenmiş, pirinç kaplama bronz yılanlardan oluşan kapı tokmakları da dikkati çeker.

El-Cezeri’nin, Diyarbakır sarayı için tasarlanmış olan eserleri günümüze ulaşmamıştır. Ancak, doğum yeri olan Cizre Ulu Camii’ne ait kapı ve pirinç kaplama tokmakları, onun ustalığını ortaya sermektedir.

El-Cezeri ve ünlü eseri "Otomata"
El-Cezeri ve ünlü eseri “Otomata”
Cizre Ulu Camii kapısı
Cizre Ulu Camii kapısı

Müze, hem binasıyla hem de zengin koleksiyonuyla kesinlikle görülmeye değer bir yer. Ulaşım olarak oldukça kolay bir yerde olmasına rağmen yeterli ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Müzeyi gezmek bir buçuk saat kadar sürüyor, tabi bu süre daha uzun da tutulabilir 🙂

Maden eserler
Maden eserler
Halı koridoru
Halı koridoru
Maden eserler
Maden eserler
Maden eserler
Maden eserler
Sedef kakmalı ahşap eserler
Sedef kakmalı ahşap eserler
El yazması eserler
El yazması eserler
Yazma araçları
Yazma araçları
El yazması eserler
El yazması eserler
İşlemeli eserler
İşlemeli eserler
Çini eserler
Çini eserler
Ahşap rahle
Ahşap rahle
El yazması eserler
El yazması eserler
Halı Bölümü
Halı Bölümü
Halı Bölümü
Halı Bölümü
Kur'an-ı Kerimler
Kur’an-ı Kerimler
Taşlı kemerler
Taşlı kemerler
Müzenin iç Avlusu
Müzenin iç Avlusu
Halı tezgahı
Halı tezgahı
Halı ipi boyama
Halı ipi boyama
Etnoğrafya Bölümü'nde günlük yaşam tasviri
Etnoğrafya Bölümü’nde günlük yaşam tasviri

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *