Çanakkale

01.06.2016

Kazdağı Milli Parkı’nda Hasan Boğuldu Göleti’ni gezdikten sonra Assos’a varıp otele (Kartal Yuvası Butik Otel – 192TL) yerleştik. Yolculuk 1,5 saat kadar sürdü.

Ayvalık’tan Çanakkale’ye kadar yolculuğumuzda yol üzerinde birçok yerde karadut suyu/şurubu satılıyordu. Fiyatlar herbirinde farklı olabilir ama biz 1 lt’lik karadut şurubunu 25 TL’ye satın aldık.

02.06.2016

Otelden Assos Ören Yeri‘ne gitmek için yola çıktık. Yarım saat sonra Assos Antik Liman‘a vardık ama Assos Ören Yeri’nin ne girişini bulabildik ne de bir tabela gördük. Apollon Smintheion tabelasını da görünce Assos Athena Tapınağı’nı bir an için orası zannedip Apollon Smintheion Tapınağı‘na doğru devam ettik. Google Maps’te “Apollon Symintheion Ören Yeri, Ayvacık/Çanakkale, Türkiye” olarak işaretli olan yer doğru olarak işaretlenmemiş, doğru olanı “Apollon Smintheion”. Neyse ki tabelaları takip edip navigasyondan da bakarak doğru yeri bulabildik sonunda. Assos’tan buraya kadarki yol köy yoluydu ve yarım saatten fazla sürdü yolculuk. Apollon Smintheion Tapınağı’na varmışken Assos Ören Yeri’ne geri dönmedik. Maalesef, Assos Ören Yeri’ni ve muhteşem manzarasını seyretme fırsatını kaçırmış olduk.

Assos Antik Liman
Assos Antik Liman

Assos’a geldiğimizde Yunan Adaları’na o kadar yaklaşmıştık ki radyoda Yunan kanalları çalmaya, telefonlarımız Yunanistan operatörlerine bağlanmaya başladı. Kendimi yurtdışına çıkmış gibi hisstettim 🙂

Assos
Assos

Apollon Smintheion Tapınağı küçük bir yer. Tapınaktaki birçok sütun ayakta kalabilmeyi başarmış, kazı çalışmaları ise devam ediyormuş. Müzekart geçerli.

APOLLON SMINTHEUS KUTSAL ALANI (SMINTHEION)

Antik Troas Bölgesi’nin güneybatı köşesinde Assos ve Aleksandreia Troas antik kentleri arasında yer alan Apollon Smintheus Kutsal Alanı (Smintheion), Hellenistik dönemde (M.Ö. 330-30) Anadolu’nun en önemli kutsal alanlarından biridir. Kutsal alana ismini veren Apollon Smintheus’un (Farelerin Efendisi Apollon) önemi M.Ö. 8. yüzyılda yaşamış ünlü ozan Homeros’un Troia Savaşları’nı anlattığı İlyada destanının ilk satırlarında ortaya çıkar. Smintheus kelimesi olasılıkla yerel dilde “fare” anlamına gelen sminthos kelimesinden türemiştir. Apollon, fare ile (veba vs.) kötüleri cezalandırırken, aynı zamanda çiftçilere verdikleri zararları önlemek için okları ile fareleri öldürür. Apollon Smintheus kutsal alanının su kaynağının yakınında olması, suya bakarak kehanette bulunmasından kaynaklanmaktadır. Eski yazılı kaynaklar göz önüne alındığında; Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nın antik çağda Troas bölgesi halkları kadar Ege dünyasının birçok yerinden de kehanet için gelen insanlara hizmet ettiği anlaşılmaktadır. Kutsal alandaki, tapınak, su depoları, Roma hamamları, kutsal yol ve diğer mevcut kalıntıların büyük çoğunluğu Hellenistik ve Roma dönemlerine (M.Ö. 4.-M.S. 4. yüzyıllar) aittir. 19. yüzyılda ilk kez keşfedilen Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nda gerçekleştirilen arkeolojik kazılar 1980 yılından beri Prof. Dr. Coşkun Özgünel’in bilimsel başkanlığında bir ekip tarafından yürütülmektedir.

Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı
Apollon Smintheion Tapınağı

Apollon Smintheion Tapınağı’ndan sonra Troya Ören Yeri‘ne vardık. Yine köy yolları üzerinden devam ettik ve yolculuk 1,5 saat kadar sürdü. İlkokul kitaplarımda gördüğüm Tahta At‘ın gerçekte nasıl olduğunu merak ederdim hep. Sonunda burayı da görmüş oldum 🙂

Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti

Troya Antik Kenti oldukça büyük bir yer ve sadece Tahta At’ın olduğu bölge bebek arabasıyla gezilebiliyor. Diğer kısımlarda patika yollar var. Bu arada Müzekart burada da geçerli. Sanırım bu yıl Müzekartımızı en aktif kullandığımız/kullanacağımız yıl olacak 🙂 Müzeye para vermedik ama 5 TL’lik otopark ücreti burada da çıktı karşımıza.

Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti

Troya şehrinden geriye pek bir şey kalmamış günümüzde. Benim için en ilgi çekici yer aşağıdaki fotoğrafta görülen kısımdı.

Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti

Troya Antik Kenti’ni gezdikten sonra Çanakkale’ye varıp otele (Ser&Ad Residance Studyo-günlük kiralanabilen Narloft Sitesi – 80TL) yerleştik. Yolculuk yarım saat sürdü.

03.06.2016

İlk gün Assos ve Troya Ören Yeri’ni gezdikten sonra, ikinci gün için planımız Çanakkale Merkez’de bir tur atıp sonra da şehitlikleri görmekti. Şehir merkezinde önce Aynalı Çarşı‘yı gezip hediyelik eşyalar aldık, sonra da sahildeki Truva Atı‘nın fotoğraflarını çektik.

Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı

TROIA ATI

Homeros’un İlyada Destanı’nda anlatılan Troia Savaşı’nın geçtiği Troia Antik Kenti Çanakkale’nin 25 km güneyindedir.

Destanlarda Troia Savaşı’nın nedeninin Paris’in güzel Helena’yı kaçırması olarak anlatılsa da, gerçek neden Troia’nın zenginliğidir. On yıl süren savaşın sonunda, bu zengin ve güçlü kenti feth edemeyen Akhalılar, bunu bir hile ile başarırlar. Akhalar, içine askerlerin saklandıkları bir tahta at yaparak, kent kapısının önüne bırakırlar. Gemileri’ni ise Bozcaada’nın (Tenedos) arkasına çekerler.

Sabah sur kapılarının önünde tahta atı bulan Troialılar, gemileri de göremeyince, kısa bir tereddütten sonra atı içeri alarak bu olayı kutlarlar. Herkesin eğlence sonrasında uykuya daldığı bir sırada tahta atın içinden çıkan askerler, dışarıda bekleyen savaşçı askerleri içeri alırlar ve böylece Troia kenti yakılıp yıkılır.

Destanda anlatılan bu olaylar insanları öylesine etkiler ki binyıllardan günümüze kadar, başta sinema olmak üzere sanatın çeşitli dallarında bu olay yeniden işlenir. 2004 yılında Warner Bross sinema şirketinin yapımı olan Brad Pitt’in (Akhilleus) başrolü oynadığı “TROY” adlı filmde kullanılan bu model atın orjinali, 15 Eylül 2004 tarihinden beri kentimizde segilenmektedir.

Truva Atı
Truva Atı
Çanakkale Valiliği
Çanakkale Valiliği

Truva Atı’nı gördükten sonra feribotla Eceabat’a geçtik. Buradan sonrası ise turumuzun en anlamlı, en duygulu kısmıydı. Çanakkale’nin her karışı şehitlerimizle dolu olduğu için  “Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı!/Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.” dizeleri daha bir anlamlı gelir burada.

Kilitbahir Kalesi
Kilitbahir Kalesi
Dur Yolcu
Dur Yolcu

Eceabat’a geçtikten sonra Kilitbahir Kalesi ve Namazgâh Tabyası’nı geçerek Mecidiye Şehitliği’ne ulaştık.

NAMAZGÂH TABYASI

Sultan III. Mustafa’nın saltanat yıllarında Osmanlı Ordusu’nun Topçu birliklerinin dönemin gereksinimlerine uygun olarak modernize edilmesi için İstanbul’a gelen Macar asıllı Fransız Topçu Mühendisi Baron De Tott, Mühendishane-i Berr-i Hümayun’un (Topçu ve Mühendis Okulu) kuruluşunda önemli katkılarda bulunanlardan biridir.

1770’de Rusların Osmanlı Donanması’nı yakmasıyla sonuçlanan “Çeşme Faciası” sonrasında Akdeniz’den gelebilecek düşman tehdidine karşı Çanakkale Boğazı savunması önem kazanmış ve boğaz tahkimatının düzenlenmesi için Baron De Tott Çanakkale’ye gönderilmiştir. Baron De Tott’un önermesiyle Kilitbahir Kalesi’nin hemen güneyindeki bölgeye korunaklı bir bataryanın yerleştirilmesi uygun görülmüştür.

Namazgâh Tabyası’nın çekirdeğini oluşturan bu korunaklı batarya, geçen yıllar içinde yapılan ilaveler ve inşaatlarla tamamen bir tabya şeklini almıştır. Namazgâh Tabyası, günümüze ulaşan son haline Sultan II. Abdülhamit döneminde kavuşmuştur. Yine aynı dönemde Almanya’dan satın alınan toplarla da teçhiz edilmiştir.

Çanakkale Muharebeleri’nin başladığı dönemde Namazgâh Tabyası’nda 2 adedi 260/22 mm, 2 adedi 240/35 mm, 5 adedi 240/22 mm ve 7 adedi 210/22 mm olmak üzere toplam 16 adet kıyı topu bulunmaktaydı. 18 Mart 1915 günü gerçekleşen Çanakkale Boğazı Muharebesi sırasında bu toplardan sadece 240/35 mm’lik 2 adet top kullanılmış, diğer 14 top ise menzillerinin yetersiz olmasından dolayı muharebeye katılmamışlardır.

Yarbay Mehmet Zekeriya (AKGÜN) komutasındaki 4’üncü Ağır Topçu Alayı karargâhının da bulunduğu Namazgâh Tabyası, Çanakkale Boğazı Muharebesi’nde 33 mermi atmak suretiyle düşmana cevap vermiştir.

2005 – 2006 yıllarında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilen Namazgâh Tabyası, 18 Mart 2006 günü törenle ziyarete açılmıştır.

Namazgah Tabyası
Namazgah Tabyası
Namazgah Tabyası
Namazgah Tabyası
Namazgah Tabyası
Namazgah Tabyası

Mecidiye Şehitliği’nin başında Feyzi Efendi’nin mezarı bulunuyor. Tabyaya doğru ilerlerken yolda hediyelik eşya satanlar var bol bol.

FEYZİ EFENDİ’NİN MEZARI
Feyzi Efendi; Sultan III. Selim zamanında yaşamış mimar, matematikçi ve devlet adamıdır. 1804 yılında kaleme aldığı “Muhazarat Feyziye” adlı elyazması bir eseri bulunmaktadır. Devlet Kademesinde İrad-ı Cedid Defterdarlığı’na (Nizam-ı Cedid Ordusu’nun Hazine Defterdarlığı) kadar yükselmiş, kalelerin güçlendirilmesi göreviyle Çanakkale Boğazı’na gönderilmiştir. İngiliz donanmasının 19 Şubat 1807 tarihinde boğazı geçmesi üzerine idam edilmiştir. Kilitbahir Köyü İlkokul’nun bahçesinde dağılmış durumdaki mezar taşları toplanarak 1980 yılı Nisan ayında Rumeli Mecidiye Şehitliği’nin yanına konulmuştur. Mezar taşında yazılı olan ifadeler şöyledir:
Sonsuz olan Allah’tır
Eski Defterdar Feyzi Efendi
İdam hükmü bu soylu kişiye verildi
Akdeniz Boğazı’na onarıma gitmişti
Verdi boğazı ele cennete attı can
Şüphesiz Seyyid imiş Muharremde oldu şehit
Hak Teâlâ kabrini cennet bahçelerinin kapılarında etsin
Tövbe istiğfar edip Kuan’ı bir kez hatmetmiş
Yüzünü dönüp Hakka cennete yürüdü
Gözyaşı damlasını tarihe döktü
Feyzi Efendi ahiret ırmağını mekân eyledi dedi
30 Mart 1807

Feyzi Efendi'nin Mezarı
Feyzi Efendi’nin Mezarı
Mecidiye Şehitliği
Mecidiye Şehitliği

Rumeli Mecidiye Tabyası’nda bir Seyit Onbaşı Heykeli var, bir de aşağıda Mecidiye Şehitliği’nin girişinde. İki haftalık Ege turumuzda gördüğümüz en kalabalık yer Çanakkale şehitlikleriydi. Okullardan grup grup gelip öğrencilere şehitlikleri gezdiriyorlardı. Kalabalık olmasına çok sevindim sevinmesine de, Seyit Onbaşı Heykeli’nin koluna girip abuk subuk fotoğraflar çektiren genç kızlarımızı görünce de çok üzüldüm. Keşke akılları fikirleri gezmede eğlenmede olmasaydı da, buraya gelmeden önce iki satır kitap okuyup, buranın anlamını önemini kavrasalardı, daha saygılı olabilmeyi öğrenselerdi.

Rumeli Mecidiye Tabyası-Seyit Onbaşı Heykeli
Rumeli Mecidiye Tabyası-Seyit Onbaşı Heykeli
Rumeli Mecidiye Tabyası-Seyit Onbaşı Heykeli
Rumeli Mecidiye Tabyası-Seyit Onbaşı Heykeli
Rumeli Mecidiye Tabyası
Rumeli Mecidiye Tabyası
Rumeli Mecidiye Tabyası
Rumeli Mecidiye Tabyası
Mecidiye Şehitliği
Mecidiye Şehitliği

SEYİT ONBAŞI
Rumeli Mecidiye Tabyası’nın bütün personeli, başlarında Batarya Komutanı Yüzbaşı Mehmet Hilmi (SANLITOP) Efendi olmak üzere, 18 Mart 1915 günü kahramanca ve azimle savaşmışlar, aralarından 16 arkadaşlarını şehit vermişlerdir. Çanakkale Boğazı savunmasının her aşamasında görev yapmış bütün askerlerimiz, Seyit Onbaşı’nın şahsında, burada antlaşmışlardır.
“Çanakkale Geçilmez” deyişini tarihe yazdıran yüz binlerce Mehmetçikten biri olan Seyit Onbaşı 18 Mart 1915 günü gerçekleşen Çanakkale Boğazı Muharebesi sırasında, tabyada görev yaptığı 240/35 mm’lik topu ateşleyebilmek için arkadaşlarıyla birlikte, bu topun 140, 190, 215 kg ağırlığındaki mermilerini sırtlayıp kaldırarak ateşin devamını sağlamıştır.
Aslında o gün Seyit Onbaşı, o veya bu ağırlıkta bir mermiyi değil, yok edilmek istenen büyük bir milletin direncini yerden alıp ayağa kaldırmış, Türk Milletinin var olma azmini ve inancını tarihe yazdıranlardan biri haline gelmiştir.
Seyit Onbaşı kimdir?
Seyit Onbaşı , 1889 yılının Eylül ayında Havran İçesi Çamlık köyünde (bugünkü adıyla Koca Seyit Köyü) dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin adı Emine’dir.
1909 yılı Nisan ayında askere alınmış ve 1912’de Balkan Savaşları’na katılmıştır. Savaş bittiğinde terhis edilmemiş ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi’nde görev almıştır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında, 1918 yılı sonbaharında köyüne dönmüştür. Asıl mesleği olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etmiştir.
1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu gereğince “ÇABUK” soyadını almıştır. 1 Aralık 1939 tarihinde akciğer rahatsızlığı nedeniyle, 50 yaşındayken vefat etmiştir. Mezarı doğduğu köydedir.

Seyit Onbaşı Heykeli
Seyit Onbaşı Heykeli

Mecidiye Şehitliği’ni ve Tabyası’nı da gördükten sonra Çanakkale Şehitliği’ne vardık. Şehitler Abidesi’nin girişinde sembolik şehitlik yer alıyor. Şehitlikte Mehmet Âkif Ersoy’un “Çanakkale Şehitleri’ne” şiirinden bir dörtlüğün bulunduğu taşlar yer alıyor:

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.

Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği

Şehitliği geçince heykeltıraş Prof. Tankut Öktem’in “Yaralı Asker Anıtı” ve Metin Yurdanur’un “Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı” görülüyor.

Mustafa Kemal Çanakkale'de Anıtı
Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı
Yaralı Asker Anıtı
Yaralı Asker Anıtı

Çanakkale Şehitler Abidesi, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları’nda şehit düşen yaklaşık 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmış. 1960 yılında yapımı tamamlanmış ve 20 Ağustos 1960 yılında açılışı yapılmış. Dört sütun üzerine oturtulan abide milletimizin sağlam temellere dayandığını ve yıkılmaz olduğu anlamını taşıyor. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiğin M harfi şeklinde gözüküyor.

Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi

Şehitler Abidesi’nin karşısında 3×45 metre ölçülerinde Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan Vatan ve Milli Mücadele Anıt Rölyefi yer alıyor.

Vatan ve Milli Mücadele Anıt Rölyefi ve Atatürk Heykeli
Vatan ve Milli Mücadele Anıt Rölyefi ve Atatürk Heykeli

Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunuyor. Denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatıyor.

Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği

Anıtın tavanında mozaikten Türk bayrağı yer alıyor.

Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitliği-Atatürk Heykeli
Çanakkale Şehitliği-Atatürk Heykeli
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği

Çanakkale Şehitliği’nden sonra yol üzerinde Mehmetçiğe Saygı Anıtı‘nı da görüp 57. Piyade Alayı Şehitliği‘na ulaştık.

Mehmetçiğe Saygı Anıtı
Mehmetçiğe Saygı Anıtı

57. PİYADE ALAYI TARİHÇESİ
Balkan Savaşı’nda 19. Piyade Tümeni’nin kuruluşundan çıkartılmış olan 57. Piyade Alayı, 01 Şubat 1915’te Tekirdağ Yarçeşme’de, 5. Ordu’ya bağlı, 3. Kolordu’nun, 19. Piyade Tümeni’nin emri altında yeniden teşkil edildi. Alay Komutanı, Binbaşı Hüseyin Avni Bey idi.
Kuzey Grubu Komutanlığı (Arıburnu) bölgesinde 57. Alay Yarbay Mustafa Kemal Bey’in emrindeki çarpışmalarda görev aldı ve çok fazla zayiat vermesine rağmen bu çarpışmalarda büyük yararlılıklar gösterdi.
İtilaf Devletleri’nin Anafartalar bölgesine asker çıkarma girişimiyle birlikte tekrar yoğun bir çarpışma devresine giren 57. Piyade Alayı, bu dönemde Kanlısırt, Conkbayırı ve Anafartalar muharebelerine katıldı ve bu muharebelerde yer alan birliklerindeki askerlerden büyük bir oranı savaş dışı kaldı.
12 Mayıs 1915’te Yarbaylığa terfi eden Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey, 13 Ağustos 1915’te alay karargâhının yakınlarına düşen bir obüs top mermisiyle şehit oldu.
11 Ocak 1916’da 15. Kolordu’nun teşkil edilmesiyle 19 Ocak 1916’da Çanakkale’den ayrılan 57. Piyade Alayı, 25 Nisan 1916’da, Çelebi Köyü’nün kuzey doğusunda toplanarak, padişah tarafından verilen nişanlar merasimle alay sancağına takıldı ve resmi geçit töreni yapıldı.
Çanakkale Savaşı’nın ilk gününden son gününe kadar cephede görev yapan 57. Piyade Alayı anısına yapılan bu şehitlikte, 57. Piyade Alayı’na mensup, değişik rütbelerde 25’i subay olmak üzere, 1.817 şehit askerin isimleri yer almaktadır.

Türk Askerine Saygı Anıtı
Türk Askerine Saygı Anıtı
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Şehitliği

57. Piyade Alayı Şehitliği’nden sonra son olarak Conkbayırı’na gidip Yeni Zelanda Anıtı, Üsteğmen Nazif Çakmak Anıtı, Atatürk Anıtı, Türk Siperleri ve Mehmetçik Anıt Parkı Conkbayırı Yazıtları‘nı görüp Kalanora Otel’e (140TL) yerleştik.

ÇANAK BAYIRI
Yeni Zelanda ve İngiliz askerleri gece karanlıǧında sahilden tırmanarak bu tepe üzerinden ani bir saldırı başlattılar ve 8 Aǧustos 1915 tarihinde tepeyi ele geçirdiler. İki gece süreyle müttefiklerin elinde kalan Yeni Zelanda Anıtı civarındaki bölge Türk kuvvetlerinin cesur ve aralıksız saldırları sonunda geri alındı. Bu taarruz sırasında İngiliz kuvvetleri 7 km kuzeydeki Suvla körfezine çıktı ve Aǧustos ayı ortasına kadar bulunduğunuz yer ile Suvla körfezi arası müttefik kuvvetlerin kontrolündeydi. Öte yandan Türk kuvvetleri de stratejik tepeyi bırakmadılar. Bu durum müttefiklerin Çanakkale Boǧazını ele geçirme amaçlarının gerçekleşemeyeceǧi demekti.

Yeni Zelanda Anıtı
Yeni Zelanda Anıtı
Üsteğmen Nazif Çakmak Anıtı
Üsteğmen Nazif Çakmak Anıtı

Atatürk Anıtı’nın yanındaki 4 mermer top güllesinin bulunduğu yer, savaş esnasında Atatürk’ün saatinden vurulduğu ve saatin parçalanarak hayatta kaldığı yer oluyor.

Conkbayırı Atatürk Anıtı
Conkbayırı Atatürk Anıtı
Türk Siperleri
Türk Siperleri
Conkbayırı Atatürk Anıtı
Conkbayırı Atatürk Anıtı
Conkbayırı
Conkbayırı
Conkbayırı Yeni Zelanda Anıtı ve Atatürk Anıtı
Conkbayırı Yeni Zelanda Anıtı ve Atatürk Anıtı
Mehmetçik Anıt Parkı Conkbayırı Yazıtları
Mehmetçik Anıt Parkı Conkbayırı Yazıtları

Ertesi gün de kahvaltının ardından İstanbul’a doğru yola çıkıp bu yılki tatilimizi sonlandırmış olduk.

2 thoughts on “Çanakkale”

  1. Merhaba, Çanakkale’yi tanıtmış olduğunuz için size sonsuz teşekkür ederiz. Tekrar gelecek misiniz? Sizin önerilerine ek olarak bizde Çanakkaleliler olarak öneriler vermek isteriz. Çanakkale gün gün büyüyen bir şehir, her geçen gün kaos ortamı artmakta. Seyahatinizi etkileyebilecek olaylar meydana gelebilir. Bu yüzden Çanakkale haberleri için yerel basını takip etmeniz gerekli. Ulusal basında pek fazla yer almamakta.

    1. Teşekkür ederim. Yakında bir gezi planımız yok ama Çanakkale her zaman için yeniden gidebileciğimiz yerlerden. Önerileriniz için teşekkürler.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *